-

Fransız Rivierası Bölüm 1
Nice ve Monte Carlo Otel Keşfi Ağustos ortalarında bir haftaya denk geldi French Riviera seyahati.. Bir mozaik gibiydi. Her parçasına tek tek baktığında ne kadar da farklı. Halbuki hepsi biraraya geldiğinde nasıl da tam ve güzel. Bu tatil de öyleydi benim için. Başka başka diyarlar sığdı altı günün içerisine. Üç ülke, beş şehir gibi sayılar da…
-

Vişneli Kup Yaptım
Merhaba, Her an yeni birşeyler öğretiyor hayat bize sanki. Her gün yeni tezler oluşturup, eskilerin üzerine gidiyor musunuz siz de benim gibi? Evet sesini çoğunluktan duyar gibiyim. Çünkü doğrularımız değişebiliyor tecrübelerimizle. Ben evimdeyim şu günlerde, keyfimdeyim. 🙂 Keyfimdeyim ama boş durmuyor, yeni tecrübeler kazanıyorum. Mutfağa giriyorum ömrümde girmediğim kadar, misafir ağırlıyor, bir tatlı, bir yemek nasıl…
-

Bursa Ulu Camii
Bursa deyince yazlık gelir aklıma içten içe dalarım çocukluk yıllarıma. Bursa deyince yaz akşamları, sahilde yakılan ateş, yağmur yağdığında evden denize nasıl koştuğunu hatırlamadan denize girişlerim, dar patikalı köy yolları, bisikletle girilen toprak bahçelerde dalından meyve yemelerim, iskeledeki çiğ börekçi ve daha birçok şey gelir aklıma. Meğer ben tüm çocukluğum boyunca Bursa’yı Armutlu sahilinden ibaret…
-

Karlar ülkesinin masal kahramanları gibiydik…
Uzunca zamandır yazmadığım bloğum için son zamanlarımın en keyifli seyahatini seçtim, Fransa Alpler… İki sene önce başladığım snowboard serüvenim içimde büyüyen muthiş bir heyecan oluşturmaya başladı. İçim kıpır kıpır ve neredeyse kışın her gününü mümkün olsa dağlarda geçirmek ister durumdayım. Sıcağı çok seven bana inat yazla birlikte karı da bekler oldum. He bu arada ben…
-

Deniz ve Mavi
Ne zaman coşarak koşsam sol yanımdan hissederek, düşerdim. Kanardı dizim. Denize girerdim o yaralarla. Severdim ben o acıyı, yakardı tuzu. Ağlardım. Çok severdim yine de “denizi ve maviyi”. Hem öyle koşmadan da olmazdı ki, Nasıl hissederdim yoksa kalp atışlarımın hızlanışını Yaşadığımı!”
-

Huzur; En Sevdiğim
Huzur, en sevdiğim. Her sabah aynı sıcacık yataktan benimle birlikte çıkıyor. Kahvaltıda masamdan ayrılmıyor, işe giderken yanı başımda yol alıyor. Peki ya sonra? Günün yoğunluğunu hissettiğim o ilk anda, sanki benden uzaklaşıyor. Sabahın büyüsü bir anda kayboluyor. Ama zamanla anladım… Beni terk eden o değilmiş; onu usulca yollayan benmişim. Meğer, istersem hep benimle, hep içimdeymiş….