Tesadüf mü? Gayret mi?

Hayat yolculuğunda, her birimizin hayatına dokunan insanlar oluyor. Sabahattin Ali’nin şu cümlesi, bu dokunuşların ardındaki inceliği nasıl da güzel ifade ediyor.

“İki insanın birbiriyle karşılaşması kadere, tanıştıktan sonra yan yana kalmaları ise onların gayretine bağlıdır.”

Karşılaşmalarımız bazen tamamen kontrolümüz dışında gerçekleşir. Bir anda yollar kesişir, farkında bile olmadan hayatımız değişir. Ancak asıl bağ, bu karşılaşmayı sürdürebilmekle kuruluyor. O bağı sürdürmek, dostluğu, sevgiyi ya da işbirliğini koruyabilmek irade, emek ve çabamızı gerektiriyor.

Hayatın akışı bizi farklı yollarla, farklı insanlarla buluşturuyor. Bir iş görüşmesi, bir tesadüf, bir hastane ziyareti ya da bir uçuş sırasında tanışılan biri… İlk karşılaşma bazen öylesine sıradan görünüyor ki, yıllar sonra dönüp baktığımızda bunun aslında bir kader olduğunu hissetmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Ama o kesişim anında insanın zihnini şu sorular kurcalıyor: “Bu gerçekten bir tesadüf mü? Yoksa hayatın ince planının bir parçası mı?“

Ancak asıl hikaye bahsettiğim givi, karşılaşmanın ardından başlıyor. Sabahattin Ali’nin sözünde geçen “gayret”, bir ilişkiyi korumanın, büyütmenin ve derinleştirmenin tam da anahtarı gibi. Yan yana kalabilmek yalnızca güzel anılara dayandırılmaz; aynı zamanda çatışmaları çözmeyi, empati göstermeyi ve sabırla devam etmeyi gerektirir. Çünkü bir ilişkiyi beslemek, sadece mutlu anlarda değil, zor zamanlarda da aynı kararlılığı göstermekle mümkün oluyor.

Bugün, hızla tüketilen bir çağda yaşıyoruz. İlişkilerimiz bu hızlı tüketim alışkanlıklarının arasında giderek daha kırılgan bir hale geliyor. Dijital dünyanın sunduğu kolaylıklar, gerçek bağların yerini almaya çalışıyor. Bir tıkla bağlanıp bir tıkla kopabilen ilişkiler içinde, emek vermek, gerçekten çaba göstermek her zamankinden daha zor ve daha kıymetli hale geldi sanırım. “Gayret” artık nadir bulunan bir erdem, hatta kaybolmaya yüz tutmuş bir meziyet gibi görünüyor. Peki biz karşılaşmalarımıza ne kadar değer veriyoruz? Yan yana kalabilmek için ne kadar emek harcıyoruz?

Belki de bu soruları kendimize sorarak başlamak gerek. Hayatımızdaki insanlara yeniden bakmak, onlara verdiğimiz emeği sorgulamak, ne kadar gayret gösterildiğini düşünmek… Çünkü bazen kaderin bize sunduğu o küçük mucizeler, yalnızca gayretimizle büyük hikâyelere dönüşebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir